15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi
Merhabalar, Öncelikle hiçbir menfaat beklemeden ve memleket sevdası için canını feda eden tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet dilemek istiyorum.
Bildiğiniz gibi üzerinden bir yıl geçmiş bir başarısız darbe girişimi yaşadık.
Hükümet cephesi daha ilk dakikalardan itibaren bu girişimin Cemaat tarafından yapıldığını dile getirdi ve bu iddia hem o gün hem de devam eden zamanlarda Cemaat tarafından reddedildi. 16 Temmuzdan itibaren muhalefet dahil tüm siyasiler hükümetin söylemini onaylarak cemaati bu girişimden ötürü suçladılar.
Her iki kesim de farklı iddiaları gündeme taşıyarak halkı iknaya çalıştılar. Kimin gerçekte neye inandığını bilmek çok güç. Çünkü hükümet çıkarmış olduğu Olağan üstü hal kanunu ve KHK’lar ile tepki çeken yüzbinleri ilgilendiren çok ciddi ve adil olmadığı bence aşikar olan kararlar verdi. Haliyle bir korku süreci aldı yürüdü. İşsiz kalma hatta cezaevine girme endişesi vatandaşları korkuttu ve hala korkutuyor.
Eskiden beri Cemaatin devlette kadrolaştığını iddia eden muhalefetin “biz zaten demiştik” modunda bir söylem geliştirmiş olmasına karşılık hükümet “aldatıldık” söylemi ile skoru eşitlemeye çalışsa da çok başarılı olamadığını düşünüyorum.
Üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen gördüğüm kadarıyla Hükümet destekçilerinin darbe girişimini Cemaatin yaptığına olan kesin inançları, darbenin oluş şekline ve darbedeki eksik parçalara (cevapsız sorulara) odaklanmayı engelliyor. Onlar başta Adil Öksüz ve kendilerince daha pek çok delile dayanarak kesin olanı düşünüp, soru işaretlerine bakmıyorlar.
Cemaat cephesinde de durum benzer aslında. Onlara göre bu girişim Cumhurbaşkanının bir tiyatrosu ve amaç iktidarı sağlama alırken Cemaati bitirmek. Cemaat savunucuları iktidarın delillerine odaklanmak yerine, darbenin oluş şekline ve başarısızlığa mahkum edilmiş bu girişimin ancak ve ancak hükümetin ekmeğine yağ sürmek için düzenlenmiş bir kumpas olduğuna ve Cemaatin kesin masumiyetine inanıyorlar.
Odaklandıkları şeyler başka başka oldukları için farklı kanılara varmaları çok normal. Hiçbir zaman aynı noktada buluşacaklarını sanmıyorum. Hem zaten hemen herkes tabiiyetine göre karar veriyor. Aidiyetler ve merkeze duyulan sonsuz ve sorgusuz güven merkezden gelen savları tekrar ederken soruları zihinden uzaklaştırıyor. Aklını kullanan ve sorular sormaya başlayanlara ya hapis ya da gruptan uzaklaştırılma ve ajan muamelesi görme tehlikesi bekliyor.
On yıl geçse bile üzerinde anlaşmak mümkün olmayan bu darbe girişiminin bende bıraktığı kanaate gelirsem. Bence herşey mümkün. Tanımadığım ve yapabileceklerinin sınırını bilmediğim güç merkezlerine eşit soğuklukta duruyorum. Ben hala bir hüküm vermedim çünkü her iki müddeiye de güvenmiyorum.
Bu girişim herşey olabilir ancak ülkemiz için hayırlı olmaktan başka.
Her kim ne plan yaptı ise güç için, toprağın üzerinde oldukları sürece hükmedecekleri şeyler için yani iktidar olmak için yaptı. Ancak çok kan döktü, çok hakka girdi. Çok ah aldı. Lanet olsun kendi menfaati için başkasının hakkını gasp edene. Ben adil davranmak için günah pointleri her iki köşede duran yorgun boksörlere eşit pay ediyorum.
Arz ederim.