Aforizmalar
Mesuliyetin İdraki
Mesuliyet, zihinsel bir gayret sonucu vicdanda damıtılan bir meseledir ve her ferdin mesuliyet idraki, ait olduğu cemiyetin alem tasavvurunun şifrelerini taşır.
İnsanoğlunun hayatı anlamlandırma çabaları ve varoluşun idraki, hep mesuliyet havuzunu besleyen ırmaklar gibidir. Dengenin devam etmesi için çabanın sürekli olması gerekir. Yoksa bilinç, su akmayan göller gibi kurur.
Hürriyetin idraki
Hürriyetle mesuliyet, bir gerçeğin iki yüzü gibidir. Biri olmadan diğeri vücud bulamaz. Dağlardan ağır yükler yüklenen insan, evvelinde “elestü” bezminin konuğu olmuştur.
Bunu derken Varoluşçular gibi, sınırsız ve her türlü anlamlandırmaya açık bir hürriyetten bahsetmiyoruz. Ruhun kendini keşfine sebep olacak bir çile ve rahatsızlık döneminin ardından gerçekleştirilen büyük fethin adıdır, hürriyet.
Akıl
Hürriyet ve mes’uliyetin birlikte varolduğu platformun adıdır, akıl.
Mecnun
Mecnun Leylanın gözlerinde tevehhüm-ü ebediyeti keşfetmiş olsa gerektir. Aynanın ardındaki sır. Buna giden yolun bu denli dolaylı olması da insanoğlunun trajedisi. Trajediyi üretense zannedildiği gibi kader değil, akıldır.
Dramatik İnsan
Hayatının yarısında hayatın cahili olan insanın, geliştikçe ve öğrendikçe eskimesi ne ilginçtir. Yani hayatımızda tekamül ve inkırazın elele ve eş zamanlı yürümesi. Tüm bunların bu dünyaya göre verildiğini düşünen insan, ne kadar dramatiktir.
Endişe
Endişenin ipliğine inci mercan dizmek mümkünken, cam parçalarıyla uğraşmak ne acıdır. Sonsuzda yansıması olmayan şeylerin inci mercan olması ne kadar imkansızsa, Sonsuz eksenli yaşamıyanın, inci mercan bulması da o kadar imkansızdır.
Absürd
Ahiret olmadan dünya ve içindekilerin tek anlamı vardır; absürd. Absürd, anlamını kaybedendir.
Gönül
Ötelere seyahate çıkanlar yola hep gönülden çıkmış ve ırmaklar gibi buharlaşıp yine gönüle dökülmüşlerdir. Nasıl ki, genelde insan, özelde Hz. Muhammed (sav) varlığın “hem sebebi hem neticesidir”, gönül de bu kutsal yolculukta, “hem başlangıç hem de sondur.” Hatta yolculuğun tamamı da gönülde gerçekleşmiştir denilebilir. Gönül ki, Hakk’ ın (cc) nazargahıdır. Esma’nın yansıması gönülde olur. Gönlü keşfedemeyenler, salt akılla yola çıkanlar, Hakk’ın (cc) doğrudan ilhamlarını ıskaladıklarından, bir ömür didinip dururlar da, onların gönül ehline göre durumları, ateş böceğinin, Güneşe olan durumu gibi olur. Güneşin yokluğunda üretilen, aydınlatmaktan ziyade etrafın karanlığını gösteren bir çeşit ışık…