Kendi(m) Et(t)im Kendi(m) Bu(l)dum
Ihtimal dahilindedir ki bu yaziyi okuyunca benim icin uzulecek ve acaba ne yapabiliriz diye dusuneceksiniz. Bunu yapmayin. Cunku yazdiklarim benim ozelimde gorunse bile herkesin genelindedir. Bahsedeceklerim sadece benim meselem degildir ve hatta malumu ilam etmis olmam cok muhtemel. O sebeple yanlislara daha fazla dusmeyelim derim. Ben iyiyim ve kendime cok yakin buldugun sizlerle bir kac meselemi muzakere etmek istedim.
Birseye talip olurken hayatima katacakalarini bilememe ragmen onu o kadar siddetle istememe anlam veremiyorum. Malumlari bir kenara birakip mechullerden medet ummak cahil cesareti olsa gerek. Fazla soze gerek yok aslinda. Yoklukla imtihan olmadan varligin kiymetini bilemedigime gore. Kaybetmem mukadder demek. Zahire gore hukum vermek kac gelecegini bilmeden zar atmaya benziyor. Ya tutarsa hesabi. Mazime bakiyorum bazen. Gordugun pek cok seyin icinde en cok yer kaplayanlar pismanliklarim oluyor. Yapabilecekken yaptiklarim mi desem, yapmamam gerekirken yaptiklarim mi?
Bazi insanlar cennete gidecek yaptiklarindan veya yapmadiklarindan dolayi. Ve yine bazi insanlar cehenneme gidecek yaptiklarindan veya yapmadiklarindan dolayi. Benim inancim bu. Bu insanlardan bir kismi diyecek ki keske sunlari yapsaydim veya keske sunlari yapmasaydim. Belki de keske sunlardan daha cok yapip sundan daha fazla kacinsaydim. Soz cok olsa da orada yazilmis olan yazi degismeyecek. Tercih cok basit, ama yapabilene.
Icimde nefret tasiyorum. Aslinda buna tasimak degil de bogusmak desem daha dogru. Cok agir, aci veriyor, gunumu gecemi sariyor. Karar almama, bir seyler yapmama mani oluyor. Ona nasil karsi koyacagimi sasirmis durumdayim. Elim, ayagim bagli sanki. Hareket edemiyorum onsuz. Nereye gidersem onu da goturmek zorundayim. Belime bagladigim bir tas gibi bu. Onunla ne ucabiliyor ne de yuzebiliyorum. Insanlarin nasil oluyorda nefretle bu kadar iyi basa cikabildiklerine sasiyorum. Daha dogrusu nasil yasadiklarina hayret ediyorum. Insani yiyip bitiren bir sey bu.
Hemen hergun gerek pismanliklarimdan, gerek utanclarimdan, gerekse nefretlerimden izler goruyorum. Ancak avci olmadigim icin gordugum her iz beni daha da kotu yapiyor mutlu etmek yerine.
Hayati yasarim o mesele degil. Zamanin gecmesi icin onu kurmali bir saat gibi cevirmeme gerek yok ki. Ama istedigim zamanin gecmesi mi ondan emin degilim. Burada boylece oturup hayatimda bazi seylerin degismesini bekliyorum oha yani. Ben veya istediklerim armut degil ki beklemekle veya mevsimlerin degismesiyle olgunlassin veya hallolsun. Nasil olacak bu. Tum hayatimi bir piyango bileti gibi milyonda bir ihtimale baglamis durumdayim.
Pismanliklarimla ic ice onlara asina olarak yasadim, yasiyorum ve kuvvetle muhtemel boyle yasamaya devam edecegim. Yanlis oldugunu bilsem de buna mudahele edemeyecegim. Eger bir el beni tutup bu durumdan kurtarmazsa sonsuza kadar boyle yasayacagim diye korkuyorum.
“Bilmem yoksa dost vefasndan suphen mi var
Yoksa bende senin sevgine istidat yok mu? ”
F.G.
Yoksa bende de istidat yoksunlugu mu var. Yani eger ask bir his degil de bir kabiliyetse. Veya iradeli olmak bir kabiliyetse ve ben ondan yoksunsam. O vakit aski bilmeyenleri anlamak belki mumkun. Veya hic tatmamis olanlari (belki ben de bu gruba girerim emin degilim) anlamak mumkun Mesela guzel sarki soymeleyemeyen birine neden boylesin diyemeyiz madem. Cunku o is icin gereken kabiliyet onda mevcut degil. Veya o belki baska bir ise kabiliyetlidir kimbilir. Belki bende kendimi suclamaktan vazgecmeliyim. Cunku yapabilmek icin kabiliyet gerek ve sanirim ben de ondan yoksunum.
Herseye yeniden baslamak istiyorum. Bir gece uyumak ve sonrasinda yepyeni bir insan olmak. Veya uzun bir seyahate cikmak. Gittigim yerde kendimden yani kactiklarimdan hic bir iz bulmamak. Acaba beyni sifirlama imkani varmi. Bir operasyon veya bir islem veya hafizayi sifirlayan bir kocakari iksiri. Eger varsa muhakkak bulmali ve kullanmaliyim. Belki google’a sormaliyim. Zira baska turlu kafamdakilerle yasayamacagim. Cok agirlar. Ve gelip bende konakliyorlar. Arsiz misafir gibiler ev sahibi olmak derdindeler ve siklikla bunu basariyorlar.
Ey dunya neden bu kadar guzel ve alimlisin ki. Neden azimla yetinmiyor omrumun tamamini talep ediyorsun benden.
Suclu aramaktan yoruldum artik. Artik anladim ki bazi seylere mudahele edemem. Kimse edemez. Onlar sadece olurlar. Ne mani olabilir ne de yonunu degistirebilirim. O halde karar kesinlesmisken bu itiraz hevesim niye?
Cenabi Hakk’in Adem’e ogrettigi isimler arasinda benim bildiklerimde var bilmediklerim de. Ama sanirim bu binlerce isim arasinda unutamayacaklarim cikar eger kafayi sifirlayamazsam tabii. Onlari unutmak mumkun degil benim icin. Ama bu isimler sifatlardan siyrilmis salt isimler. Zira sifat ismi tanimliyor ve ismi etkiliyor. Halbuki herkes sifattan arinmis bir isim sahibidir. Dr, Hoca, Anne, Baba, Es, Evlat, Dost, Polis, Patron, Basbakan gibi tanimlar ismin onundeki sifatlar. Oysa gercek sifattan bagimsizdir. Zira kendinin doktoru veya polisi hatta dost veya basbakani olamazsin. Ben sadece yalnizlik halimle yalin olarak benim. Sifatlar baskalari icindir. Benim kendim icin ne tanima, ne sifata ihtiyacim var. Hatta benim kendim icin isme bile ihtiyacim yok. Ben sadece benim. Kendime seslenirken isim kullanmam.
Mumtaz, Suleyman, Ergen, Metin, yeniden Mumtaz ve Ummu Gulsum ve Halil. Bu isimler bende sifattan cikip sadece isim oldular. Onlar bende sadece isimleriyle yasayacaklar ve bana hep aci verecekler. Bu isimleri asla unutmayacagim. Bu isimler benim bir parcam artik. Ben parcalanmadikca bende olacaklar maalesef. Onlar ve onlara yaptiklarimla yasamaya mecburum. Umarim affetme kabilileri vardir. Aksi bir durum hesabi ahirete birakma demek cunku. Allah muhafaza.